Günümüzün elektrik dağıtım sistemleri, 1880’li
yıllarda geliştirilen Tesla’nın tasarım prensiplerine göre kurulmuştur. Bu
prensiple inşa edilen elektrik şebekeleri; ülkemizde ve dünyanın bir çok
ülkesinde, enerji santrallerinin uzun iletim hatları ile birbirlerine
bağlandığı bir yapıdadır. 2003 yılında, Amerika Birleşik Devletlerinde meydana
gelen enerji kesintisi nedeniyle yaklaşık 55 milyon kişi enerjisiz kalmıştır.
Birbirini takip eden zincirleme olaylar sonucu oluşan büyük çökme, 7 dakikada
oluşmuş ve komşu ülke Kanada’da bile enerji kesintisine yol açmıştır. Merkezi
üretim, talep kontrolü ve tek yönlü iletim sistemlerinin günümüz ihtiyaçlarına
artık yeterince cevap veremediği görülmüş ve elektrik şebekelerine, günümüzün
bilgisayar ve ağ teknolojisi entegre edilerek akıllı şebeke sistemi
oluşturulmuştur.
Kısaca akıllı şebeke, tüketicinin talebi ile
üreticinin arzı arasındaki dengeyi çift yönlü haberleşerek sürekli izleyen ve
kontrol eden bir enerji yönetim sistemi olarak tanımlanabilir. Akıllı şebekenin
temel görevi şebeke dahilinde bulunan bütün kullanıcılara verimli, sürekli,
ekonomik ve güvenilir bir şekilde elektrik enerjisi sağlamaktır.
Tarihçe
İlk alternatif akım güç şebekesi 1886 yılında
Great Barrington, Massachusetts’de kurulmuştur. Bu şebeke tek yönlü ve tek
merkezli bir yapıdadır. Fakat 20. yüzyıla girildiğinde ekonomi ve güvenilirlik
sepebleri birbiri ile bağlanmış çok daha büyük şebekeleri ortaya çıkarmaya
başlamıştır. 1960’lı yıllardan itibaren binlerce elektrik üretim santrali
birbirine bağlanmaya ve yüksek kapasite ile büyük yük dağıtım merkezlerine
enerji gönderilmeye başlanılmıştır. 1970’lerden 1990’lara kadar büyüyen enerji
talebi elektrik üretim santrali sayısını arttırmış olsa da artan ihtiyaçlar
sebebiyle belirli zamanlardaki ihtiyaca karşılık verememiş kesintiler artmış ve
şebekeden kaynaklı problemlerden ötürü enerji iletim kalitesi düşmüştür.
Bu tür problemlerin ortadan kaldırılması ve
talebin doğru yönetilebilmesi açısından 21. yüzyılın başlarından itibaren
akıllı şebeke araştırmaları önem kazanmış ve yaygınlaşmıştır. Bu yıllarda
elektronik haberleşme teknolojisinin ilerlemesi ve teknolojik sınırlamaların
yavaş yavaş aşılması ile birlikte Çin, Hindistan, Brezilya gibi ülkelerde
akıllı şebeke kurulumları gerçekleştirilmeye başlanmıştır. Günümüzde yapılan
pilot bölge çalışmaları ışığında bir çok ülke akıllı şebeke kurulum oranını
arttırmış ve yaptığı kurumlar ile milyon dolarlar mertebesinde kazançlar elde
etmişlerdir.
Günümüzde gelişen elektronik endüstrisi
sayesinde ortaya çıkan akıllı sayaçlar ile akıllı şebeke yapısı son kullanıcıya
kadar uzanan bir veri toplama ve yönetim sistemi halini almıştır. Önümüzdeki
yıllarda nesnelerin interneti (Internet of Things) kavramının yaygınlaşması ile
akıllı şebeke yapılarının akıllı şehir kavramına dönüşmesi kaçınılmaz bir sonuç
olarak görülmektedir.
Diğer ülkelerde olduğu gibi
ülkemizde de akıllı şebekeler konusunda çalışmalar hızla devam etmekte ve
devlet kurumları tarafından desteklenmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder